Yaydan fırlayan ok gibidir, ağızdan çıkan bir söz.
Ve, hiç geri dönmüş değildir, atıldıktan sonra bir ok.
Seli başından bağlar, ileriyi gören kişi.
Ve, geçtiği yerleri harap eder, baştan bağlanılmayan sel.
Ne tükenmez bir hazinesin sen ey dil ve ne devasız bir dert!...

Mevlana, Mesnevi’nin 1. cildinde böyle sesleniyordu…

Sıradan bir medya görüşmesini
bir krize dönüştürebilir, ağızdan çıkacak bir söz..

Bir CEO, bir belediye başkanı, bir uzman veya bir yazar…
Hepsi, kamuoyundaki saygınlıklarının “ağızlarından çıkan bir söze”, bir başka deyişle “iyi röportaj vermeye bağlı olduğunu” bilirler…

Şirketleri harap eder, görmezden gelinen ve
en başından “hazırlık” yapılmayan konular..

Krize açık şirketlerde, “krize dönüşen nedenlerin” aslında çoğu kez kurumdaki birinin sadece “fark etmesi”yle ve harekete geçmesiyle önlenebileceği bilinen bir gerçek…

Sevgilerimle,
Azime ACAR