Rıza Tevfik'in "Bana soru sorma cevap müşküldür" sözünün karşılığı bu yazıda yok. Onun yerine "haram" tartışması var. Tartışmayı yapan da laik devletin İçişleri Bakanı
İçişleri Bakanı'na şaraplı risotto yedirirsen kaç günde görevden alınırsın? Bu sorunun cevabı da bu yazıda var.
...Ve,
Bu yazıda başka neler yok ki!... Rıza Tevfik'in şarap üzerine sözleri Milliyet ve Hürriyet'te yayınlanan iki haberin düşündürdükleri
"Olmak ya da Olmamak" Shakespeare'in kaleminden çıktığından bu yana Türk halkı için hiç bu kadar anlamlı olmamıştı belki de
Seçim döneminde "geçici" olarak atanan geçici İçişleri Bakanı Osman Güneş'inBodrum'da yediği risottoyu "haram" ilan etmesi haftanın ayyuka çıkan medya kazasıydı
Şarapla yapılan bir tür pilav olarak tanımlayabileceğimiz İtalyan yemeği risotto, Muğla Valisi Temel Koçaklar'ı da koltuğundan etti.
Vatan Gazetesi'ne konuşan Valinin eşi Sabahat Koçaklar, eşinin "bir risottoya nasıl kurban edildiğini" şöyle anlattı:
"Mülkiye Teftiş Kurulu'nun yıllık toplantısı için Turgut Reis'te bulunan İçişleri Bakanı'na kapanışta bir yemek verdik. Yemekte Bakan Güneş yediği risottoyu çok beğendi ve otelin aşçısını çağırarak yemeğin tarifini istedi. Aşcı da yemekte şarap kullanıldığını tarif sırasında anlattı. Bu sözler üzerine Bakan, önündeki tabağı masanın ortasına fırlattı ve 'Utanmıyor musunuz, bana alkollü yemek verdiniz, bu ne rezalettir? Durduk yerde bana haram yedirdiniz' deyip masayı ve oteli o anda terk etti."
Bu olaydan beş gün sonra Muğla Valisi Koçaklar, apar topar faks emriyle görevden alındı.
Bakanın, valiyi böyle bir "pirinçten sebeple" görevden alması bir yana, dini motifli bir cümleyi böylesine rahatlıkla kullanıp, günlük hayata dinsel temalı siyasi mesajları sokmaya çalışması ayrıca abesle iştigal.
Bakanın aslında o koltukta fazla kalmayacağı ortada, çünkü geçici olarak seçim dönemi için atanmış birisi.
Ama o belli ki kalıcı olup, risotto üzerinden mesaj vermek istiyor
SONUÇ: Milliyet Gazetesi'nin Cumartesi günü manşete taşıdığı 22 Temmuz seçimi sonrasındaki seçmen davranışı araştırmasına göre, "Ilımlı islam çizgisindeki merkez sağ" seçmenin yüzde 83'ü mayonun "günah" olduğunu inanıyor.
Nitekim, Cumartesi günkü Hürriyet Gazetesi'nin birinci sayfadan anonslu Nihal Bengisu Karaca röportajı da bu günah korkusunun günlük yaşantıda nasıl içselleştirildiğininilginç örneklerini sergiliyordu. Karaca, Ölüdeniz'de ıssız bir yerde denize giren bir tesettürlü bir kadın olarak yaşanan günah korkusunu şöyle anlatıyor:
"Biraz yüzüp dalıyorum, dalgıç kıyafetli bir turist çıkıyor, daldığım yerden. 'Hello!diyor. 'Hello' diyorum, çaresiz. Efendim, yazılacak bir günah varsa, Ölüdeniz'in kör noktasında da olsan gelir seni bulur oluyorum. Teselli buluyorum."
Yine Milliyet'teki araştırmaya dönersek, "İçinde bulunduğumuz dünyayı ve evreni anlayabilmek için din kitapları mı yoksa bilimsel buluşlar mı daha önemli?"sorusuna AKP'li seçmenlerin yüzde 59'u "din kitapları" diye cevap vermiş.
Böyle bir ortamda Geçici İçişleri Bakanı'nın şaraplı risotto üzerinden varlık-yokluk mücadelesi yapması anlaşılabiliyor.