Sitemizde Ara

  • Dad’ından yenmez ‘dadı’ hikayeleri
  • Mardin Valisi’nin ilk Noel’i ve ilk kazası
  • Öküz altında buzağı bulan gazeteci bakın ne yapar?


RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı



Google çıktı mertlik bozuldu. Bilgiye “yalan yanlış” da olsa çok kısa bir sürede ulaşıyoruz, google sayesinde.

Modern insanın hayatında öylesine bir milat yarattı ki, “Bir yiğit google’a düşse / Gör başına neler gelir” türünden türküler bile yakılacak yakında.

Hürriyet aile grubuna bağlı www.anneyiz.biz sitesinde geçen hafta yayınlanan bir yazı öylesine ırkçı ve ayrımcı uyarılarda, tavsiyelerde bulundu ki başta kadın örgütleri olmak üzere herkes “pes” dedi.

“Anneler Dikkat” başlıklı yazıda, belli ki “iyi niyetle” annelere, “evlerinde çalıştıracakları göçmen kadınlara nasıl davranacaklarına” ilişkin akıl veriliyordu.

“Kadın göçmen ev işçilerinin hemen pasaportuna el koyun”, “Yabancı yatılı yardımcılara maksimum 500 lira ödeyin”, “İlk üç ay maaşının yüzde 20’sine el koyun. Ülkemizde işsizlik varken başka ülkelere kaçan milli sermayemize kısmen engel olun” gibi hem göçmen kadınların hem de ev işçilerinin temel hak ve özgürlüklerinin ihlali teşvik ediliyordu.



Sitedeki ifadeler öylesine dudak uçuklatıcı ki, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını cesaretlendirdiği için kadın örgütlerinin şiddetli tepkisini çekti. www.anneyiz.biz sitesi bir kaç gün boyunca google'dan arandığında en çok tıklanan haber bu oldu.

Kadın derneklerinin “suç duyurusu”nun hemen arkasından “Akıllara ziyan” bu yazı, siteden apar topar kaldırıldı.

Bu olay bize geçtiğimiz Haziran ayında yine Hürriyet Gazetesi’nde yazan Sibel Arna’nın dadısıyla çıktığı tatil sonrası kaleme aldığı yazıyı hatırlattı.

Taze anne Arna, çocuğunun bakıcısına tatil boyunca öylesine içerlemişti ki döner dönmez bir hışımla diğer annelere de “akıl vermek” saikiyle bir yazı döşenmişti.

Yazıda, bakıcının denize girmek, uzanmak istemesini "arıza" olarak nitelendiren Arna, arkadaşının çocuğunun bakıcısının “göbek dansı dersi aldığını” ve “dalış kurslarına gitmek istediğinden” söz edip, "Kardeşim dadı mısın, dansöz mü?.. Ben o kadının kafasını dalış tüpü olmadan suya gömerim" türünden “Önce anneyim, sonra gazeteci” tadında açıklamalar yapmıştı.


SONUÇ

Google’ın oltasına takılan bu haberler gibi gazetecilerin “öküzün altında buzağı arama” refleksinden de bahsetmek lazım.

Öküz altında aranan buzağılar listesinin birinci sırasında Mardin Valisi Hasan Duruer’in açıklamaları geliyor.

Dört yıllık valiliği sürecince ilk kez Süryanilerin “Yaldo” adını verdiklerini Noel ayinine katılan Vali Duruer, ayin sonrasında Deyrulzafaran Manastırı Metropoliti Nuri Saliba Özmen’i makamında ziyaret etti.

Ancak Vali, Metropolit’in koltuğunun “yarım karış yüksekte” durması üzerine sağlam bir medya kazasına imza attı.

Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’un davet edildiği İsrail Dışişleri’nde “alçak koltuğa oturtulması” ile ilgili saygısızlığı hatırlatan bu durum üzerine Vali, Metropolit’i kaldırtıp, kendisiyle aynı seviyedeki koltuğa oturttu.

Vali ve ekibi, gazeteciler konusunda öylesine temkinlilerdi ki, koltuk değişimi öncesinde gazetecileri dışarıya çıkardılar.

Gazeteciler, döndüklerinde fark ettikleri koltuk değişimini sorunca bir cemaat üyesi “Vali Bey istedi” dedi.

Gazeteciler de bu kez dönüp, Vali Bey’e sorunca, aldıkları cevap medya ilişkilerinde “ne yapmamalı” konusunun ipuçlarını barındırıyordu.

"Bunu da mı haber yaptılar, hiç inanılacak gibi değil. Metropolit solumda oturuyordu. Nezaket gösterdi, sağıma geçti. Öküz altında buzağı aramak, başka da bir şey değil” diye konuştu.
Metropolit de, “uyarı almadığını, samimi olmak için diğer koltuğa geçtiğini” söyledi.

Gerçi, Vali’nin önceki ve sonraki fotoğraflarına bakınca, açıklama pek inandırıcı gelmedi.