Sitemizde Ara

  • “Hora da gelin ne diyon, söylüyon söylemiyon”
  • Krizin gözüne “biber gazı” nasıl sıkılır?
  • Ajda Pekkan’dan yeni şarkı; “Bir mesaj attın, kalbimi yaktın”



RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı



Yeni Medyum; sosyal medya... Neredeyse her gün onunla yatıp kalkıyoruz.

Şirketlerin, markaların hatta ünlü kişilerin sosyal medya ile olan imtihanında “geçer not” mu aldığı, “kanaat” ile mi geçeceğine henüz karar verilmiş değil. Yani, sosyal medyanın yarattığı algının kodları yeni yeni çözülüyor.

Çok samimiyetle attığınız bir twit öyle bir yerden sekip başınıza taş gibi düşüyor ki sonrasında düzeltmek için attığınız twit de krizinizin gözüne biber gazı sıkıveriyor.

Mersin’de düzenlenen Akdeniz Oyunları’nın açılış töreninde Türkiye adına bayrağı taşıyan Rıza Kayaalp, Gezi Parkı eylemleri sırasında twitter hesabından eylemcileri ağır dille eleştiren twitler attı.


Milli güreşçinin attığı twitlerin bazıları ağır ırkçı ifadeler içeriyordu;

“Sizin yaptığınız eylemi s.... Vatan hainleri.”
“Ermenilere bıraktınız meydanı, Allah belanızı versin eylemci çapulcuları.”

23 yaşındaki sporcunun sosyal medyadan aldığı tepkiye köşe yazarları da katıldı. Ahmet Hakan “Irkçı Pehlivan”, Mehmet Y.  Yılmaz ise “Sporcunun ırkçı ve terbiyesiz olanı” başlıklı yazılarına konu olunca önce attığı twitleri sildi, sonra da durumu kurtarma twit’i attı. Ama ne fayda!

“Arkadaşlar ben içinde halk olan belediye otobüsüne saldıranlara demiştim. Sonunda video vardı maalesef videoyu yayınlamamışlar. O yüzden kimse üstüne alınmasın, ben bu milletin bayrağını temsil ediyorum. Durduk yere neden hakaret küfür edeyim... Taksim'de 1915’te Türkler soykırım yaptı diye açıklama yapanlara karşı söylenmiştim, kimse üstüne alınmasın.”

Milli güreşçi, “Kimse üstüne alınmasın” diyor ama eski kafa ırkçı söylemden nefret eden çoğunluk bu ifadeleri ciddi biçimde üstüne alıyor. Durumu kurtarma twit’i ise başka medya kazasının kapılarını da açıyor genç sporcuya.



“Durumu kurtarma” hakkını kötü yöneten isimlerden birisi de Ajda Pekkan’dı.

Gezi Parkı’nın bol biber gazlı, tomalı, su sıkmalı, yerde sürümeli, sert müdahaleli boşaltıldığı gecenin sabahında Ajda Pekkan’ın twiti şöyleydi;

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim’e bugün 100 ağaç, 5.000 gül dikti. Doğaya verdiği destek için Kadir Topbaş’a teşekkürler...”

Sosyal medyadan gelen tepkilere Pazar günkü Hürriyet Kelebek’teki köşesinde, “Bir mesaj attın, kalbimi yaktın” diyerek kendini savunan Pekkan, bir çeşit “hacklendiğini” ima etti;

“Ben dünyadan bihabermişim gibi böyle bir mesajı nasıl atabilirim?

Bazıları beni aptal sarışın görmeye alıştı, gerçek sarışın zannettiler galiba!
(Gerçek sarışınlar da alınmasın, işin şakası bu. Yoksa aklın saç rengiyle ilgisi olmadığını da yazdım burada..)

Gezi Parkı konusunda fikrimi başladığı ilk hafta bu köşede yazdım, merak eden açar okur.

Peki kim attı bu mesajı benim hesabımdan?
Ah bir bilsem...
Yapacağımı bilirim zaten.
Aslında tam bir hack’lenme de değil bu anladığım kadarıyla.
Bu hesabın şifreleri birden çok kişide vardı. İlk açanlar başkaydı, bugün benim adıma ekibimden kullananlar başka...

Sonuçta bana söylenen şu oldu;
‘keşke hesabınızın şifresini bu kadar çok kişiyle paylaşmamış olsaydınız.’

Bir musibet bin nasihattan iyidir derler ya...”


SONUÇ

Sosyal medyada twitlerin verdiği zararı en aza indirgeyen en etkili yöntem ne diye sorarsanız, “samimiyetle özür dilemek” deriz.

Bu hafta köpeğine saldıran sokak köpeklerini kovalarken, kaçan köpeklerden birinin bir arabanın altında kalıp ezilmesine yol açan gazeteci İsmet Berkan, sosyal medyada resmen tekmelendi.

Anında twitter aleminde hashtag (en çok konuşulması istenen konu) #ismetberkanhesapver açıldı.
İsmet Berkan ise blogunda “Hesap Veriyorum” diyerek, “kendi cephesinden” yaşanan ayrıntıları paylaştı.  

“Korktum. Cidden korktum. Belki yersiz bir korkuydu ama panik halinde yürüdüm, uzaklaştım” diyen Berkan, araba altında kalan köpekle ilgilenmemesinin kendisi için çok büyük hata olduğunu kabul etti;

“Araba çarptıktan sonra korkup paniğe kapıldığım ve Fındık'ın başına gitmediğim için hayatım boyunca kendimi affetmeyeceğim. Bunun hiçbir telafisi olmadığını da biliyorum.”