Dünya, kuyruklu yıldızın şarkısını dinliyor.
10 yıl süren yolculuğun ardından uzay aracı Rosetta’nın yolladığı ses kaydı dinleyenleri şaşırtıyor.
Azime ACAR
Bilim dünyası heyecan içinde. Rosetta’nın, çamaşır makinesi büyüklüğündeki ‘Philae’ adlı modülünün inişi canlı yayınların yanı sıra resmi web sitesinden de duyuruldu. ‘Kuyruklu yıldıza indim’ mesajı tam 18 dilde yayınlandı, Türkçe hariç.
Bizim aklımız madende, zeytinlikte, göçükte...
Kuyruklu yıldızın sesini
duymak için fotoğrafa tıklayın...
Elalem, evrende yaşamın oluşumu hakkında belki de önemli ipuçlarına ulaşacağı bu inişin heyecanı ve ‘kuyruklu yıldızın şarkısı’nı dinlerken, bizim aklımız başka yerlerde.
Zaytung, Türk Uzay Ajansı adına bir ‘uydurma’ haber paylaştı ve “O kuyruklu yıldız olayı aslında bizim aklımızdaydı yaaa” diyerek inceden dalgasını geçti.
Kim bilir belki bir gün öyle gündemlerimiz de olur. Ama o gün bugün değil.
Aklımız, 20 gündür inilemeyen madende.
Kuyruklu yıldıza uzay aracı indirdiği saatlerde Rize İkizdere’deki yeni bir kazada, inşaat tünelinde göçük altında kalan işçilerde.
Kesilen zeytin ağaçlarında.
Bizimki, sürrealistik (gerçeküstü) bir durumun sıradanlaştığı bir dünya.
Kanal D’nin yeni anchorman’i Cüneyt Özdemir’in, yayında “Bazen şaşırıyorum, nasıl bir bülten sunuyorum” demekten kendini alamadığı bir dünya.
Misal, binbir zahmet, ‘Aman zarar görmesin’ diye nazikçe kazılarak gün yüzüne çıkarılan üç yeni Zeugma mozaiği üstüne, yanındakilerle birlikte sivri topuklu ayakkabılarıyla çıkıp tanıtım yapan Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin.
2 bin yıllık mozaikler üzerindeki topuklu pozu sosyal medyada eleştirilince, Fatma Şahin’in bağlandığı CNNTürk yayınında “Sosyal medya çok acımasız” demesi…
Sosyal medya demişken, hormonlu twitter aleminden söz etmemek olmaz.
Hürriyet Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu’nun sosyal medya kullanımıyla ilgili yaptığı ilginç deneyi aktaralım.
“İçimde bir his var, az sonra TT olacağım” diye bir tweet atan Semercioğlu, bu sıradan tweet’in nasıl olup da 10 dakika içinde TT (trending topics, en çok takip edilen konu) olduğunu gözler önüne serdi.
Nasıl olduğu ise basit…
Bir sosyal medya ajansına parayı bastırmak yeterli. Çok para da değil, 250 liradan başlayan fiyatlarla istediğiniz konuda twitter aleminde bir anda ‘en çok konuşulan’ kişi, ürün, kurum olabilirsiniz.
Hangisi gerçek, hangisi hormonlu TT olduğunu anlamak ise zahmetli iş. En tepedeki 10 tanesinden 7’sinin ‘hormonlu’ olduğunu, çoğunlukla da siyasetçiler, sporcular ve TV dizileri tarafından kullanıldığını aktaralım.
Cengiz Semercioğlu’nun, Twitter Türkiye Ofisi’ni arayıp, neden engel olmadıklarını sorduğunda ise aldığı cevap çarpıcı.
Sistem, açıklar nedeniyle kolayca manipüle edilebiliyormuş. Amerika’ya bildiriyorlarmış, onlar da açıklara müdahale ediyormuş. Bu müdahaleler sayesinde altı ay önce bir tweet üç dakikada TT olurken, şimdi 10 dakikada olabiliyormuş. En önemlisi de dünyada da rastlanmasına karşın, Türkiye kadar hiçbir ülkenin Twitter’ı manipüle etmeyi abartmamasıymış…
Eskiden "Eller aya, biz yaya" derdik. Şimdi "Eller kuyruklu yıldıza, biz yerin dibine" diyeceğiz.