Hafta sonu yaşanan bir olay, yöneticilerin ve iletişimcilerin masasına bir kez daha aynı soruyu getirdi
Kurumsal hayat nerede biter, özel hayat nerede başlar?
Zira sıradan bir taraftarlık gösterisi, birkaç saat içinde ciddi bir itibar krizine yol açmıştı...
Azime ACAR
Sorunun yanıtını aramak için gelin birlikte, 5 Mayıs Cumartesi gününe, Fenerbahçe-Beşiktaş basketbol maçına gidelim.
Sahanın hemen kenarında, en ön sırada oturan yedi Fenerli ve ateşli taraftar var. Kafalarına sargı bezleri dolamışlar.
Belli ki iki hafta önce oynanan derbi karşılaşmasında kafasına atılan yabancı cisimle yaralanan Beşiktaş Teknik Direktörü’ne gönderme yapma derdindeler.
Malum, beş dikişi yansıtan fotoğraflara rağmen Fenerli taraflarlar, “Güneş’in kafasının yarılmadığına ve dikişlerin göstermelik olduğuna” inanıyorlar.
Olayın geçmişini bilmeyenler için bu küçük hatırlatmayı yaptıktan sonra "sargı bezli" göndermenin nasıl olup da "iki şirketin krizine" dönüşüverdiğine göz atalım.
IŞIK HIZINDA KİMLİK TESPİTİ
Beşiktaş taraftarı için, en ön sırada oturan bu ateşli taraftarların kimliğini saptamak pek zor olmadı. Bir kaç saat sonra QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Murat Şakar ve arkadaşlarının isimleri ortalığa dökülmüştü.
QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Murat Şakar’ın banka web sitesinde yer alan özgeçmişi ve Linkedin hesabındaki takım elbiseli görüntüsü paylaşılmıştı bile.
QNB Finansbank, Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı’nın sponsoruydu, haberlere göre Şakar da arkadaşlarını davet etmişti.
Bankanın Satınalma ve Teknik Hizmetleri’nden sorumlu olan Şakar, kurumsal sözcü değildi, sadece sıkı bir kulüp taraftarıydı ve taraftar olarak sergilediği tavır "özel hayatıydı" diyebilirsiniz... Ama öyle olmadı.
Temsil ettiği kurumun sponsor olduğu bir aktivitedeki görüntüleri hem kendi kariyerini, hem de temsil ettiği kurumun itibarını "ateş hattına" taşıdı.
ŞİRKETLER HEDEFTE
Aynı dakikalarda, taraftarlardan Onur Ehliz'in CarrefourSa’da İnşaat Direktörü olarak görev yaptığı Linkedin’deki hesabından öğrenildi.
Beşiktaş taraftarı, Teknik Direktör’e yapılan bu saygısızlığın faturasını QNB Finansbank ve CarrefourSA’ya kesmişti.
Baş döndürücü bir hızla büyüyen "itibar krizi"nin dalgaları kişileri aşıp kurumlara sıçradı, hedef alınan işyerlerinden açıklama yapmaları istendi. Dahası, onları buna zorlamak için müşteri ve destek hatlarının numaraları sosyal medya platformlarında paylaşıldı, "herkes arasın" çağrıları yapıldı.
Cumartesi akşamüstü başlayan bu kampanya üzerine her iki şirketin müşteri hatları gece boyu susmak bilmedi... Ardından, “Bu şirketlerle tüm bağımızı koparalım” diyen boykot çağrıları krizi katmerledi... Parçalanan kredi ve banka kartlarının vidoları yayınlandı...
Saha kenarında, ön sırada oturan "yedilinin" kimliklerin saptanmasının üzerinden üç saat geçmemişti ki, saatler 20.00’yi gösterdiğinde CarrefourSA yazılı bir açıklama yaparak, krizden hızlıca sıyrılmayı başardı.
Açıklamada, Onur Ehliz’in üç yıl görev yaptığı şirketten 2016’da ayrıldığı ve CarrefourSA ile hiçbir ilişiği kalmadığı belirtiliyordu.
“ÖZRÜMÜN KABULÜ...” DEDİ
AMA YETMEDİ
CarrefourSA açıklamasının hemen ardından, twitter alemine QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Murat Şakar’ın kişisel özrü düştü.
Şakar, “Ortaya koyduğum tavır ve davranışların düşüncesiz ve yanlış olduğunun farkına varmış durumdayım” diyerek, Beşiktaş camiasından ve Şenol Güneş’ten özrünün kabulünü istedi.
Ancak, Murat Şakar’ın kişisel özrü taraftarı sakinleştirmeye yetmedi. QNB Finansbank’tan bir açıklama beklentisi devam ediyordu...
Bu arada, QNB Finansbank reklamı taşıyan ve Şenol Güneş’in de geçmişte hizmet ettiği Trabzonspor’a da çağrı yapılarak, boykotun kapsamı genişletilmek istendi.
SESSİZ KALMAYI SEÇTİ
Hisseleri Yunanlılarda olan Finansbank’ı, 2015’te satın alan Katarlı QNB ise iletişim stratejisi olarak sessiz kalmayı tercih etti.
Pazar gününe gelindiğinde, Beşiktaş taraftarı ateşli çağrılarını, banka ise sessizliğini sürdürdü.
Ta ki, 7 Mayıs Pazartesi günü, İhlas Haber Ajansı (İHA), Beşiktaşlı taraftarların “banka kartlarını ve pos cihazlarını iptal ettiğini, hesaplarını kapattıklarını" duyuran bir haber geçinceye kadar...
Sessizliğini bozan QNB Finansbank, bir açıklama yaparak İHA’nın geçtiği haberi yalanlayarak ajanstan bunu geri çekmesini istedi.
Açıklamada ayrıca, Bankalar Yasası'nın 74. Maddesine göre haberin "suç teşkil ettiği" ve "kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği" vurgulandı.
74. Maddeyi merak edenler için bankanın açıklamasından aktaralım;
“Radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayınlanamaz.”
Son durum şöyle;
İHA haberi çekti çekmesine ama olayın dijital izlerini silmek mümkün olmadı...
Taraftarın tepkisi cılız da olsa sürüyor. Halen bir yolunu bulup bankayı ses vermeye zorlamanın arayışları içindeler..
Şirket yönetimleri, İnsan Kaynakları bölümleri ve iletişimciler cephesinde ise bu olayla bir kez daha alevlenen sorunun en doğru cevabı aranıyor:
“Yöneticiler için kurumsal hayat nerede biter, özel hayat nerede başlar?”
Sosyal medya kurallarını bekirlerken özel hayat ve kurum temsili çizgisini nereden çekeceğiz?