Sitemizde Ara

 

  •  Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın medya sürek avına verdiği tepkiyi
  •  Bakan Atilla Koç'un zincirleme medya kazalarından sonuncusunu
    Ve,
  •  Tarkan'ın "eşcinsel" olduğuna ilişkin iddialara karşı beklenen cevabı yer alıyor…

    * * *

RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı

Önce, bir medya kazasından ustalıkla sıyrılma öyküsüne bakıyoruz…
Üstelik, bu öyküyü aktaran Ankara'nın en iyi gazetecilerinden Tuba Atav… 

Atav'ın bu haftaki Aktüel'deki köşe yazısında, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, "son derece hazırlıklı" ve "hesaplı" medya karşısına çıkış öyküsü yer alıyor…

TSK'nın her konuda en zor senaryoya hazır olma çalışması, Şemdinli iddianamesinde bir kez daha kendisini gösteriyor…

Atav yazısında, Büyükanıt gibi önemli kişilerden nasıl demeç alınacağının inceliklerini tıpkı bir sürek avı heyecanıyla anlatıyor…

"Önce kapıda yakın bir yerde mevzii alınır. Bir yandan bu davete büyük bir keyifle gelmiş gibi yapılırken, diğer yandan yan gözle kapı kesilir. Salona süslenip püslenip gelen davetlilerin büyük bölümü aslında az sonra başına geleceklerden habersizdir. Ama devlet büyükleri örneğin başbakan, bakanlar, komutanlar artık yeterince tecrübe edinmiştir. Kapıda av, pardon haber kaynağı görününce, daha salona adım atmasına, kapıda onu karşılayanlara merhaba bile demesine fırsat verilmeden ilk hamle yapılır…"

Atav, tıpkı sürek avıyla tuzağa düşürülen ceylan gibi ortaya alınan devlet büyüğünün -isterseniz ünlü bir işadamının veya sanatçının, hayali size kalmış- artık her taraftankuşatıldığı hissini öylesine güzel aktarıyor ki… 
O andan itibaren konuşmadan kurtuluş yok! 

Nitekim, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt da "Tanık olmak, sanık olmaktan iyidir" sözünü söyleyerek kuşatmayı yarıp, çıkıveriyor… 
Üstelik bir medya kazasına uğramadan, başarıyla… 
Çünkü, Büyükanıt'ın en kötü senaryoya bile çoktan hazırlıklı olduğu belli… 

Gerçi, bakanlar ve bürokratların bu tür şeylere hazırlıklı oldukları söylenir ama bu haftaki medya kazası örneğimizin ilki bir bakana ait… 
Renkli şahsiyet, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç…


AKDENİZ USULÜ KÜFÜR EDEBİYATI…?!!!...

ÖRNEK OLAY 1
OLAY YERİ: Moskova, Expo Turizm Fuarı…
OLAY:
Bakanların yurtdışına çıktıklarında medya kazası işleme geleneklerine Atilla Koç da katılmış durumda… 

Tempo Dergisi'nden Elif Çakır, Moskova'da Expo Turizm Fuarı'nda sayın Bakan'la ayaküstü söyleşide… "Sizi yakından tanıyan birisi Atilla abi iyi küfür eder, hatta söylenmemiş küfürleri duyabilirsiniz, demişti" diyerek, muz kabuğunu ayağının altına koyuyor bakanın… 
Eh, tabii ki bakan cevabı hararetle yapıştırıyor;

"Şahane küfrederim. Evet, söylenmemiş küfürleri ederim. Akdenizli olmanın özelliğidir. Bunu biz yaparız. Başka milletler küfredemez. Bu bir edebiyattır, bir kültürdür." 

Elif Çakır, böylesi bir uçuşun şaşkınlığı ile "Küfür bir edebiyattır" diyor. 
Cevap bir öncekinden daha büyük bir kazanın habercisi gibi… 
"Evet, bir Alman, bir İngiliz böyle küfredebilir mi?"… 

SONUÇ:
Atilla Koç, ilk günden başladığı zincirleme kazalarına kesintisiz devam ediyor….


TÜRKÇEYİ KİRLETMENİN SAVUNMASI OLUR MU?...

ÖRNEK OLAY 2
OLAY YERİ: TED Koleji Söyleşi Günleri…
OLAY:
Medya kazalarına karşı aşılı olmasıyla ünlü diplomatlar bile zaman zaman dillerinin kendilerine yaptığı oyundan kurtulamıyorlar…

İşte son örnek… Dışişleri Bakanlığı'nın sözcüsü.. 
Her kelimeyi kuyumcu terazisinde tartmasıyla tanınan sözcüsü… Namık Tan…

Mezunu olduğu TED Kolejinde söyleşide… Gençlerle birlikte… Çok fazla İngilizce kelimekullanınca eleştiriliyor… 
Namık Tan savunma refleksiyle bir medya kazası işliyor… 

"Türkçe hususunda çok tutucu olmamak gerekir. Türkçe çok zengin bir dil değil, kullandığımız kelimeler arasında Arapça, Farsça kelimeler de bulunuyor. Kendimizi küçük alanlara sıkıştırmamalıyız." 

Öğrenciler, karşıt soruyu yapıştırıyor; "başka dillerin etkisinde kalarak kendimizi Türk olarak nasıl ifade edebiliriz?" ….

SONUÇ:
Namık Tan, can alıcı olmasa da bir medya kazası işliyor… 
Bu örneği almamızın en önemli nedeni, ustalar bile zaman zaman keskin virajlara girerken, yanlış zamanda sert fren yapıp, aracı kaydırabiliyor… 


TARKAN'DAN CEVAP GELDİ, GELMESİNE…...

ÖRNEK OLAY 3
OLAY YERİ: Tarkan'ın yeni albümün kayıtlarını yaptığı stüdyo…
OLAY:
Ünlü sanatçı medya karşısında rahat... 
Tarkan'ın bir avantajı var ki o da doğal olması… Tıpkı "çişim var" tepkisindeki doğallık vesempatiklik gibi… 

Ama, Arzu Erdoğan'ın bu hafta Tempo'daki röportajında doğallıkla değil, daha önceden kurguladığı kelimelerle cevap veriyor… 

Evet, cevaplar hazır ve güzel… "Eşcinsel değilim, hiçbir zaman olmadım…" 
Ancak, ardından gelen sözleri, bu mesajı desteklemekten ve ikna edici olmaktan çok uzak…"Hiçbir şeyi inkar da etmem, yalan da demem…"

SONUÇ:
Bazen samimiyet ve doğallık en hazırlıklı cevaptan bile daha ikna edici ve yararlı olabilir…

* * *
Unutmayın… medya kazası can almaz… itibar alır