Yazılarımızın arşivine bakınca gördük ki AKP'ye fazlasıyla çatmışız
İktidarda olduklarından, doğal olarak fazlasıyla medya kazası işliyorlar Gerçi Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, bu haftasonu Kastamonu'daki konuşması baştan sona medya kazasıyla dolu ama biz bu hafta muhalefet cephesine bakmaya karar verdik Çünkü, muhalefet cephesindekilerin de onlardan aşağı kalır yanı yok
Beşiktaş'ın Çarşı Grubu'nun bir sloganı vardır, hatırlarsınız; "Karşıyız karşı, kendimize de karşı"... Biz bunun siyaset dünyasındaki karşılığını içten benimsedik O yüzden, ister istemez muhalefet tarafındakilerin de karşısında olup, onların medya adına yaptıkları kazalara değinelim, dedik
Kaza raporundaki birinci muhalefet partisi MHP
MHP'nin kurucusu Alpaslan Türkeş'in "evladım" dediği, bir dönem ülkücü gençliğinsembol ismi olan Ozan Arif, MHP'nin hiç alışık olmadığı, siyasi genetiğinde yer almayan bir "solcu" eleştiri hastalığına tutulunca, MHP'nin şimdiki kadrosu tarafından adeta hainilan edildi
Ozan Arif, MHP'nin resmi yayın organı Ortadoğu Gazetesi'nde hakkında çıkan yazılara şaşırıp kalmış... Tempo Dergisi'nin bu haftaki sayısında, Tutkun Akbaş'ın röportajında, yeni çıkan kaseti"Ak mı Kara mı"yı anlatırken Arif, "Bahçeli'ye ülkücü olarak zerre kadar muhabbet duymuyorum" demekten çekinmiyor
MHP, parti içi gelenek olarak pek öyle muhalefete alışık bir yapı değil, ister istemez bu"solcu" çıkışa içerlemiş ki Ozan Arif'i Bahçeli'nin danışmanları yerden yere vuran yazılar yazmışlar Ozan Arif, şaşırmış ama kızmamış "Yazılan yazıları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna şöyle cevap veriyor; "Vallahi değerlendirmeye gerek görmüyorum. Yokluk, delikanlılığı bozar derler. Türkiye'nin bu ekonomik şartlarında bu çocuklar bulmuşlar bir kapı Verilen talimata göre yazıyorlar, çiziyorlar, alıyorlar harçlıklarını "
SONUÇ: Anlaşılan MHP'nin "sol ayağı" hep ağrıyıp duracak
BUZ YERİNE SU YAPAN
ÖRNEK OLAY 1: OLAY YERİ: Ankara Parti genel merkezleri OLAY: Gelelim, parti içi muhalefete asla tahammülü olmayan ikinci parti DSP'ye Her nasılsa adı "sol" ile anılan DSP'den ve de Onursal Başkan Bülent Ecevit'in eşiRahşan Ecevit'ten söz ediyoruz Yani, Rahşan hanımın, "nafile" turları üzerine yaptığı medya kazası ve sonrasındamuhalefeti de dağıtmasından bahsediyoruz
Rahşan Ecevit, AKP'ye karşı bir "kutsal ittifak" oluşturmak amacıyla 15 gün önce ölüm döşeğindeki eşi Bülent Ecevit'ten icazet aldığını söyleyerek, muhalefet partileri liderleriyle görüşmelere başladı
Bu görüşmeler sırasındaki üslubu ve çabaları, başta DYP olmak üzere sağdaki partilerin, sonrasında da CHP'nin tepkisini çekti Çünkü, Rahşan Ecevit, AKP'yi tümüyle rejim düşmanı ilan ediyor ve iktidardaki bir partiye belki de hak etmediği ithamlarda bulunuyordu
Nitekim, DYP Başkanı Mehmet Ağar, sonunda patladı, "Ben bunlara katılmıyorum. AKP'nin rejim düşmanı olduğu nereden belli, bir sonraki seçimde belki de yüzde 40 oy alacaklar, o zaman ülkenin yüzde 40'ını rejim karşıtı diye mi nitelendireceksiniz" diyerek, Rahşan Ecevit'in turlarını nafile hale getirdi
SONUÇ: Sonuçta, MHP Rahşan hanıma randevu bile vermedi Üstelik, Baykal'ın "Biz sağdaki partilere de açığız" yaklaşımı, DYP ve MHPtarafından açıkça reddedildi Yani, Rahşan hanım "buz yapayım derken, su yaptı"
Bizim de aklımıza, Selda'nın "Sağ yanımda yara var, sol yana dönder beni"türküsünü düşürdü Nedense .
FAZLA HIZ İYİ DEĞİL HER ANLAMDA
ÖRNEK OLAY 2: OLAY YERİ: Ankara OLAY: AKP Tokat milletvekili Zeyid Aslan, Türkiye'nin sanki tek limit sorunu otoyollardaki 90 km.'lik hız limitiymiş gibi, bu limitin artırılmasını istedi Üstelik, kendi kendini ihbar ederek Medya kazası üzerine, bir de iletişim kazası işledi Nasıl mı?
Bakın şöyle oldu Hürriyet Gazetesi muhabiri Şehriban Oğhan'a röportaj veren Tokatlı Zeyid Aslan, Türkiye'de 300 km. kadranlı araçlar üretildiğine (!) işaret ederek, "Bu limit, bu kadar duble yol ve otobana az geliyor. Dışarıda trafik canavarı gibi görülebilirik (Tokat vurgusu) Ama değilim. Hız dışında tüm trafik kurallarına uyarım" dedi Hız sanki en önemli trafik kuralı değilmiş gibi
Zeyid Aslan, 2.5 saatte İstanbul'a gitmekle övünerek, şimdilik trafik kazası değil ama medya kazasının alasını yapıyor
SONUÇ: "Kadın sürücünün yanında oturmam, kadınların çoğu kötü araba kullanıyor"diyerek, kadınlardan aldığı oyların da hakkını (!) veriyor doğrusu
Zeyid Aslan'ı oy aldığı Tokatlı kadınlara havale ediyoruz
BBC'NİN BÜYÜK GAFI
ÖRNEK OLAY 3: OLAY YERİ: BBC TV / İngiltere OLAY: İngiliz Resmi kuruluşu BBC'nin haber sunucusu Natasha Kaplinsky, öyle bir medya kazası işledi ki BBC'nin "doğru haber vermedeki ünü" belki sarsılmadı ama metalik parlak boyasında çizikler oluştu
Natasha, "Almanya Dünya Kupası'ndan elendi" diye erken bir anons yapınca, Almanları pek sevmeyen İngiltere sevinçten ayağa kalktı
Ancak, sunucuya yönetmenden birkaç dakika sonra uyarı geldi Natasha, yaptığı bu gafı düzeltti ve "Affedersiniz, haber hiç de böyle değil" diyerek, Almanya'nın yarı finale çıktığını istemese de duyurmak zorunda kaldı
SONUÇ: Kuşkusuz, Natasha gönlünden geçenin diline yanlış yansıması hastalığına tutulan en son kişi olmayacak Zira, bu türden medya kazaları, mesleğin ve insanın doğası gereği kaçınılmaz