AKP'nin türbanı üniversitelerde serbest bırakma girişimi ve MHP'nin desteği ile hız kazanan süreç, AKP'nin içindeki "mahallenin iştahını" kabarttı.
Türbanın üniversitelerde serbest bırakılması öylesine iştah açıcı bir giriş yemeğikıvamındaydı ki resmen bazı AKP'liler ana yemeği atlayıp, doğrudan tatlıya dalmak istediler.
Peki tatlı neydi? Türbanın kamu hizmeti veren personelde de serbest bırakılması.
Tatlıyı ana yemekten önce VAKİTSİZCE sunan isim ise AKP'nin Konya milletvekili Hüsnü Tuna oldu.
Hüsnü Tuna, üstü bol şerbetli tatlı servisini Konya Gazeteciler Cemiyeti'ndeki konuşmasında yaptı.
Konuşmasında, kamu hizmeti personelin türban takamamasını "utanç verici" bulanHüsnü Tuna, AKP'nin liderini bile paniğe sevkedecek şu sözleri medyanın gündemine soktu:
"İnşallah hedefimiz kamu hizmeti personelinde de yasağın olmaması."
Konya milletvekili Hüsnü Tuna, bu tür konuşmaları belli ki yakın çevresinde sık sık yapıyor.
Ama, türbanla ilgili AKP ve MHP arasında "kelimelerin kuyumcu terazisinde tartışılıp, Anayasa değişiklik metnine konma sürecinin" yaşandığı bir ortamdaAKP'li milletvekilinin bu sözleri hakikaten pilav üstü keşkül gibi oldu.
SONUÇ: Milletvekilinin bu acarlığı üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan, apar topar "Aman bu konudaki hassasiyeti ortadan kaldıracak bir çözüm bulun" diye kurmaylarına emir verdi ama AKP'nin mahallesi koro halinde Hüsnü Tuna'ya desteğini esirgemedi.
İslamcı gazetelerin önde gelen yazarları bu "gizli ajanda"nın detaylarını köşe yazılarındasevinçli bir heyecanla uzun uzun açıkladılar.
Gerçi, AKP'nin geçmişteki uygulamaları arasında "en radikaline söylet, sonra da geri adım at, bırak tartışsınlar ve fikre alışsınlar" taktiğinden bir çok örnek var.
Şimdi belki bu süreç türban için işletiliyor olabilir.
Çünkü Hüsnü Tuna'nın geçmişine baktığımızda İstanbul Üniversitesi'ne türbanıyla alınmayan Leyla Şahin'in davasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürülmesine öncülük ettiğini görüyoruz.
Dahası "Karases" olarak bilinen Metin Kaplan'ın avukatlığını da yapmış.
AKP'nin mahallesi AKP'ye baskısını sürdürürken, diğer mahallenin üyeleri yani islamcı olmayan basın ise bu süreci biraz tedirgin, biraz merakla izliyor, anlamaya çalışıyor.