Bir televizyon haberci girişi yapalım... AZ SONRA!...
Başbakan'ın Baş Danışmanı donla türbanı nasıl birbirine karıştırdı?
Başbakan "En az üç çocuk yapın, yoksa soyumuz kuruyacak" dedi, yetmedi. "Katili affetme yetkisi maktulün varislerine aittir" diye İslam Hukuku'ndan fetva verdi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise şeyhülislamlığa soyunup, "Hukukçular, dini konularda karar alırken, Diyanet'e danışsınlar" buyuruverdi...
Ama, az sonrasını verdiğimiz bu olayların hiçbirini derinlemesine incelemeyeceğiz... Çünkü, aslında yüzeye vuran bu dalgaların daha dibinde, detayında başka şeyleroluyor...
Büyük siyasette büyük bir değişim yaşanması zor görünen Türkiye'nin detaylarda canı sıkılıyor...
Nelere mi sıkılıyor?
Geçen hafta, "Plajda" filminin müstehcen bulunan afişleri, Giresun'da zabıta tarafındankaldırıldı.
Giresun'daki Sinema Best ve G-City sinemalarının sahipleri, "Afişleri kendi isteğimizle kaldırdık" deseler de kimse bu açıklamadan tatmin olmadı.
Film şirketi tarafından, plajda bikinili bir kadını arkadan gösteren fotoğrafın yer aldığı afiş yerine daha muhafazakar bir grafik çalışması kısa sürede yapıldı ve Anadolumuzun muhafazakar kentlerinde film bu afişle vizyona çıkmış oldu.
Bir başka detay... İstanbul'da, Mango firmasının sadece mankenin bacaklarının göründüğü reklam panosu Üsküdar ve Kadıköy'deki otobüs duraklarında kimliği belirsiz kişilerce boya ilesansürlendi.
Detaylardan detay beğen... Samanyolu Televizyonu'nda program yapan duyarlı(!) bir aşçı, müstehcen bulduğuyemek ve tatlı tariflerinin isimlerinin değiştirilmesini teklif etti geçen hafta.
Aşçının Dilber Dudağı tatlısı yerine önerisi Ay Tatlısı isminin kullanılması. Kadınbudu Köfte yerine ise önerdiği isim Pirinçli Köfte.
Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesi'de Cuma günkü köşesinde bu konuyu hafif yollu ti'ye alarak, bundan böyle Kemalpaşa Tatlısı'na Hoca Efendi Tatlısı, Sütlü Nuriye'yi erkekleştirip, Sütlü Nuri, Dulavrat çorbasına Kulbacı çorbası, Gavurdağı salatasınaİslami vurgusu yüksek olanlar için Hira Dağı çorbası, milliyetçi vurgusu yüksek olanlar içinse Tanrı Dağı çorbası, Meyhane Pilavı içinse Şerbethane Pilavı denmesini arz ve teklif ediyor.
Ahmet Hakan, Yengen adındaki yiyeceğin ise tümüyle ortadan kaldırılmasını ve sosyetenin yeni mekanlarında boy gösteren Provokatif Piliç adlı yeni yetme yemeğin iseKışkırtmayan Tavuk olarak hafızalara kazınmasını istiyor.
Bir başka detay ise Hürriyet'in gurme yazarı Figen Batur'dan.
Figen Batur'un yıllardır Hürriyet'teki köşesinde elinde şarap kadehi ile verdiği poz, kimilerini öylesine rahatsız etmiş ki, binlerce hareket içeren e-postaya maruz kalmış.
Bu haftaki köşesinde, fotoğrafını iyice büyütüp şöyle diyor; "Peki ne oldu da, tuttuğum kadeh silaha, içindeki şarap kana dönüştü? Siyaset yazmadığım, zülfiyare dokunmadığım, nasırlara basmadığım halde nasıl oldu da bunca nefret toplamayı başardım? Ne zaman biriktirildi bunca öfke ve neden?"
SONUÇ: Sonuçta, toplumsal tahammülsüzlük ve muhafazakarlaşma günlük medya kazalarını ve garabetleşmeyi doğuruyor.
Üst düzey siyaset yapanlar "zaten siyaset bizim işimiz" demeye de getiriyor. Yine bu hafta Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Marmara Üniversitesi'nin kadın Rektörü Prof. Dr. Necla Pur'un, siyasi değerlendirmesine şiddetle karşı çıktı ve 'siyaset bizim işimiz' demeye getirdi.
Tıpkı yıllar önce Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'ın genç öğrencilere "Bu ülkede devrim yapılacaksa onu da devlet yapar" demesi gibiydi;
"Boş konuşmalarla bizim işimiz yok. Biz işimize bakalım herkes kendi işini iyi yapsın. Siyaseti bırakın biz yapalım. Siz bilim dünyasında kendi işinizi yapın, daha fazla makale yazın."
Şubat ayı içinde aktif siyasetten çekilen Küba'nın efsanevi lideri Fidel Castro'nun, Küba halkına yazdığı Veda Mektubu'ndaki bir sözü, Kürşat Tüzmen gibi günümüz siyasetçileri için çok yol gösterici;
"Dünyanın şanı bir mısır tanesine sığar."
Siyaset yapmanın sadece siyasetçiye ait olduğu zihniyetiyle yıllarca mücadele eden ve geçtiğimiz haftasonu kaybettiğimiz Prof. Dr. Sadun Aren'in, yani Sadun Hoca'nın"Hayatta aslolan yoldur, molalar yola dahildir" sözü ile bitirmek istedik.