Sitemizde Ara

  • Medya fobisi, korku filmlerine de sıçradı...
  • "Vicdan duvarına" ne çarptı?
  • Gazeteciler ve editörler mi... Zombiler mi yaşasın?...

RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı

Özellikle internet medyasının etki alanını artırmaya başlamasıyla medya kendi içinde "yalın gerçeklik" ve "editörün yorumu" arasındaki farkı tartışmaya başladı.

Bu hafta vizyona giren, Zombi filmlerinin en sonuncusu "Ölülerin Günlüğü" bizim medya kaza raporunda bu tartışmayı ele almamıza neden oldu.

Korku filmi eleştirisi okuma alışkanlığı olmayanlar için "Ölülerin Günlüğü" ile ilgili eleştiri yazısının medya alt okumasını sizlerle paylaşmak istedik.

Filmde, medya mercek altına alınıyor ve olaylar medyanın olaylara yorum katarak, yani "editoryal bakışla" vermesi bir çarpıtma mı yoksa gazetecilik mi sorgusu yapılıyor.

Filmin yönetmeni George Romero, biraz da Amerikan yönetiminin son dönemde medyayı çok baskı altında tutmasından etkilenerek, medyanın işlevini gazeteciler dışındakilere vererek, çekilen saf, montajsız, yorumsuz görüntülerin gerçeği anlattığını vurguluyor.

Referans Gazetesi'den Şenay Aydemir, film eleştirisinde, şu yorumu yapıyor;

"Doğru olan, medyanın yeniden kurgulanmış haberlerinde mi, yoksa örneğin Youtube gibi saf gerçeğin kurgulanmadan aktarıldığı internet ortamında mıdır? Romero, filmin kamera arkasına kahramanlardan birisini geçirerek de kurgudan ziyade, 'yalın' bir gerçeklikten yana olduğunu daha ilk baştan belli ediyor..."

Medyaya yönelik son dönemdeki eleştirilerin en önemli yandaşı internet oldu. Çünkü, internet üstünden yayınlanan hiç yorumsuz ve montajsız görüntülerin saf gerçekliği ve yalın anlatımı desteklediği iddiası vardı.

Yani editörler boşunaydı..

Görüntüyü çeken ve internete koyan herkes hem yayıncıydı hem gazeteci...

Tamamen mutlu sona ulaştığımızı müjdeleyen (!) bu gelişme çok geçmeden ister istemez  vicdan duvarına çarptı.

Nitekim, Zombi filmiyle ilgili yazısında Şenay Aydemir, internetin bu zaafiyetinin altını çizmeden edemiyor;

"... Ama, sonuçta internette yer alan 'saf' görüntünün de her zaman iyi niyetli insanlar tarafından kullanılmayacağı gerçeği çok geçmeden ortaya çıkıyor."

SONUÇ

Medyanın hükümetlerin etkisiyle zaman zaman "gerçeği" çarpıtarak vermesi ve haberdeki editoryal dozun yalın gerçeği örtmesi veya örtmeye çabalaması,  medya okuyucularının en rahatsız olduğu konu.

Ama, medya olduğu sürece editörlerin ve gazetecilerin olması da kaçınılmaz.

Çünkü yalın gerçeklik, sonuç itibarıyla ehil olmayan bir başka sözde editörün (!) eline geçip, bir başka çarpıtmanın silahı olabilir...


Bir çarpıcı yorum daha...
Bu da yine Zombi filmiyle ilgili bir başka eleştiri yazısından...
Akşam Gazetesi'nden Barış Bardakçı'dan;

"Sıradan insanların 'kişisel' kameralanmaları; internet aracılığıyla çektikleri görüntüleri web sitelerinde yayınlarken hiçbir kontrole rastlamamaları; şiddet ve seksin gösterisinden derin haz duymaları; bildiklerimizin ve bu trajik çağın köşe başları olarak yerini alıyor.."

Film, "zombiler mi insanlar mı"  sorusunu yanıtlamadan, yorumsuz bitiyor. Zombilerini medyanın üzerine salan yönetmen, arada durmayı tercih ediyor.

Ama bizim duruşumuz belli...
Medya fobisine rağmen, gerçeğin editoryal vicdandan geçmesi gerektiğinden yanayız..

 * * *

Unutmayın… medya kazası can almaz… itibar alır…!