Sitemizde Ara

  • Fikrin “içinden kaçınca”, medya seni alkışlar. Gazetecinin alkışlaması hayır mıdır, şer midir?
  • Bir yiğit Twitter’a düşse, gör başına neler gelir
  • Yabancı değil Sabancı


RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı



“Dünyada mekan, ahrette iman” demiş büyüklerimiz…

Değil onların, bizim bile aklımıza “sosyal medya hesabımızı” dünyada sahip olunacaklar listesine eklemek gelmemişti.
Ama gün geldi, devran döndü.

İnsanın hayat çizgisi boyunca “sahip olunacaklar” listesine, bir gün Facebook veya Twitter hesabı için de para ödemesi gerektiği aklının ucundan bile geçmez.

Ama gelin görün, sosyal medya öylesine bir vaka haline geldi ki medyanın da vazgeçilmez ana haber kaynaklarından birisi oluverdi.

Gerçi ne ajanslar ne de diğer haber kaynakları gibi editoryal bir kontrolü yok.
Dahası kişisel yorumlar ve algılarla hareket ediyor, objektifliği tartışılır yani.

Ama yine de sosyal medya üzerindeki ifadeler biraz daha içten sanki.



Medya karşısında hep “hanım hanımcık” ve “ölçülü ifadelerle” konuşan TV yıldızları bile Twitter hesabının başına oturunca açıyorlar ağızları, yumuyorlar gözleri.

İşte bakın, Burcu Kara’nın başına gelenler…

Burcu Kara,  hep iyi aile kızı imajına sahip, hanımefendi duruşundan ödün vermeyen ve röportajlarında “başka ünlü insanlar hakkında görüşlerini söylemekten kaçınan” biriydi.

Ancak, Twitter’da  çatır çatır fikirlerini yazınca gazetelere manşet oldu bu samimi sözleri…

Ne demişti Burcu Kara hatırlayalım;
"Mustafa Ceceli artık neşeli bir şeyler söylese”
“Şu Hepsi kızları büyüse”
“Mustafa Sandal müziği bıraksa, Demet Akalın evinin kadını olsa"


Rahşan Gülşan, 16 Nisan tarihli HaberTurk’teki köşesinde “Twitter, takkeleri bir bir düşürüyor” başlıklı yorumuyla Burcu Kara’yı alkışladığını söylüyordu:

Burcu Kara, Twitter’da çatır çatır fikirlerini paylaşmış takipçileriyle. Çok da iyi yapmış.

Gerçi sonra ünlü insanların dürüstlüğüne daha önce tanık olmayan biri tarafından uyarılıp geri adım atmış ama olsun.
İnsanlık için küçük, kendisi için büyük bir adım atmış.

Umarım devamını getirir çünkü yeni nesil ünlü insanların bu ülkenin sanat camiasında süregelen “körler sağırlar birbirini ağırlar” şeklindeki gizli uzlaşısını ifşa edip yerle bir etmekten korkmayacağının göstergesi.

Aslında Twitter bunu hiç çaktırmadan yapıyor. Bir sürü ünlü insanı yakından tanıyoruz Twitter sayesinde.

Kimlerin çok hırslı olduğunu, kimlerin içinde kendi reklamı geçmeyen 140 karakteri bir araya getirmeyi gereksiz gördüğünü, kimlerin kendini dev aynasında gördüğünü, kimlerin onaylanmaya fena halde ihtiyaç duyduğunu, kimlerin basında yaratabildiği imajın çakma olduğunu açık açık hem de sadece 140 karaktere sığmış şekilde görüyoruz.

Twitter bir er meydanı ve burada kendin olabildiğin kadar varsın.

Umarım Burcu Kara korkmaz ve kendi olmayı devam ettirmeyi başarabilir. Çünkü 'gerçek' ünlülere çok ihtiyaç var!”


Gerçi Burcu Kara bu açıklamalarının manşet olmasından ne kadar memnun kaldı ve gerçek fikirlerinin bu şekilde ortaya dökülmesinden ne kadar keyif aldı bilemiyoruz.

Medyanın birini alkışlaması çok hayra alamet değildir.


SONUÇ

Burcu Kara, bir  takipçisinin uyarısıyla Twitter’daki samimi fikirlerini geri çekerken "Pardon üstadım içimden kaçtı, basıyorum frene" diyerek durumu toparlamaya çalıştı. “Ha bu bana ders olsun” dedi herhalde…

Sanal er meydanı “sosyal medya” ile yapılan güreşte ter dökenlerden birisi de Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı oldu.

Güler Sabancı’nın adıyla Twitter’da açılan bir hesabın 5 bin liraya satışa çıkarıldığının fark edilmesi üzerine, Twitter yönetimiyle bağlantıya geçen Sabancı Holding satılık olan “guler_sabancı” hesabını kapattırdı.

Twitter, Sabancı Holding’in hukuk bölümünün girişimleriyle “gsabanci” ve “g_sabanci” hesaplarını da boş tutma kararı aldı ve bir daha bu isimlerin kullanılmaması garantisini verdi.

Yani böylelikle, Güler Sabancı ismiyle benzerlik taşıyanlar bunu ispatlasalar bile Twitter’da hesap açtıramayacaklar.

Sabancı, bunu halletmiş görünüyor ama Twitter üzerinde Cem Yılmaz gibi bir çok ünlünün çakma isimleri boy gösteriyor, sosyal medyanın er meydanında bir o yana bir buyana düşüyorlar.