- “Havayı koklamak” sanat mıdır,
yoksa beceri mi? - “Tarzım bu” dersen, tarzını
terziye nasıl yollarlar? - TRT’de yeni başlayacak olası diziler; ”Adını Aşüfte Koydum”, “Aşüfte’nin Suçu Ne?”, “Umutsuz Ev Aşüfteleri”
RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı
Üst düzey bürokratların “havayı koklama” yetenekleri, oturdukları koltukta geçirecekleri süreyi doğrudan etkiliyor.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, geçen hafta öyle bir şey yaptı ki sözlüklerin bir kenarında sıkışıp kalmış “aşüfte” sözcüğünü sıfırlarını atıp, tekrar tedavüle soktu. Bir de büyük ihtimalle ikinci kez atandığı koltuk ömrünü kısalttı.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın düzenlediği Başkent toplantısına “konuk konuşmacı” olarak katılan İbrahim Şahin, yaptığı konuşmanın ardından soru cevap kısmında çuvalladı.
Şahin, tekrar aynı göreve getirilmenin verdiği rehavet ve “muktedir olma” hazzıyla Taraf yazarı Orhan Miroğlu’nun TRT Şeş ile ilgili sorularını önce sert ifadelerle yanıtladı.
Miroğlu, “TRT Şeş’te neden çocuk programları yayınlanmadığını” sordu önce. Şahin, gazetecinin, “TRT Şeş’i izlemeden fikir yürüttüğünü” söyleyip, azarladı, beş tane çocuk programı olduğunu söyledi.
Miroğlu, Genel Müdür’ün hasmane tavrından belli ki ateş almıştı, İbrahim Şahin’in en hazzetmediği soruyu böğrüne yapıştırıverdi.
TRT Şeş’te daha önce program yapan Rojin’in neden ekrana çıkmadığına ilişkin peş peşe ısrarlı soruları, Şahin’i öylesine kızdırdı ki Genel Müdür’ün ağzından önce “Aşüfte Kadın” tanımı ortalığı döküldü. Ardından da Miroğlu’na, “Sana ne Rojin’den, menajeri misin?” diye bir de nara patlattı.
Genel Müdür, “muktedir olma” kafasıyla, herkese ağzının payını verdi ya da verdiğini sandı.
Gazeteci Orhan Miroğlu, “aşüfte” sözü üzerine toplantıyı terk ederken, Genel Müdür’ün işlediği medya kazasının nerelere gittiğini anlaması için üzerinden bir kaç gün geçmesi gerekti.
Gelen tepkiler üzerine önce geri adım atmayan İbrahim Şahin, işi daha da derinleştirip, “Benim tarzım bu” diyerek, “Gerekene ağzının payını veririm” mealinden konuşmalar yaptı.
Genel Müdür, geçmişte Sibel Can için "Ben bu koltukta oturduğum sürece TRT'de program yapamaz", Yavuz Bingöl içinse “Pis Komünist” diyerek posta koymuştu. Ama bu sefer durum biraz başkaydı. Rojin’in Sibel Can’dan farkı, siyaseten bir rahatsızlık yaratacağıydı, genel müdür bunu gözden kaçırmıştı.
Siyaseten, Kürtlere yönelik yeni bir açılım politikasının ışıkları yakılmışken, başta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere “Kürtlere tüm haklarını vereceğiz. Terörle Kürt halkını birbirinden ayıracağız” açıklamaları havada uçuşurken, hükümetin yeni bir yumuşama ve mutabakat havasına girdiğinin sinyalleri ortaya çıkmışken, Genel Müdür’ün ‘aşüfte’sine siyasi arenada kimse sahip çıkmadı. “Müdür Bey’in Yeşil Kürkü” gibi TRT Müdürü’nün de afüştesi oldu.
SONUÇ
Rojin, Genel Müdür’ün “aşüfte” sözünü doğum gününde işitmişti. Genel Müdür’e dava açacağını medyaya açıkladı.
Hemen ardından, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç telefonla aradığı Rojin’den resmen özür diledi.
Özür dileme kervanına Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan da katılınca, Genel Müdür İbrahim Şahin, tarzını terziye yollayıp, yeniden diktirmek zorunda kaldı ve yazılı bir açıklama ile “özür” diledi.
Gazetecinin soruları üzerine tahrik olduğunu söyleyip, özür dilerken suçu medyaya atıverdi. Hatta, İbrahim Şahin’i arayan Taraf muhabirlerine TRT yetkilileri, “Haberi dün yapıyorsunuz, bugün saat 16.30’da arıyorsunuz” diyerek Taraf’a tazminat davası açacaklarını söylediler.
Yazıyı yazdığımız saatlere kadar Genel Müdür’ün Rojin’i doğrudan aradığına dair bir haber alamadık.
Ama, Rojin’in başına gelenler, en çok Serdar Turgut’u rahatsız etti.
Zamanında, Rojin’le ilgili “Onu dağa kaldırır, seks kölem yapardım” diye yazan ve bu yüzden başı çok ağrıyan Serdar Turgut, bugünlerde “Aman Rojin’in başına bir şey gelmesin” diye eli kalbinde bekliyor.
Muktedirin iktidarla imtihanına iyi bir örnek de Rusya’nın muktedir lideri Putin’den.
Putin, belki başına çorap örmedi ama prezervatif ördü.
“Genel seçimlere hile karıştırıldığı” iddiasıyla protesto eylemi yapan göstericilerin kollarına taktıkları beyaz bant için, “Ben onu prezervatif sandım” diyen Putin’in “kafasına prezervatif geçirilmiş fotoğrafları” ertesi gün tüm Moskova sokaklarını kapladı.
Putin bundan bir ders aldı mı?
Çoğu iktidar sahibi gibi... Hayır.