Yer Maxx Royal Kemer Resort4 Haziran Salı, Şeker Bayramı’nın ilk günü.

Eşinin sahibi olduğu bu otelin bir odasında, sırtında askılı elbisesi ile koltukta oturan bir kadın.

Mekan kapalı ama gözünde siyah güneş gözlüğü, yüzünde mutlu bir ifade ve çıplak ayakları usturuplu bir biçimde, bilekten üst üste atılı halde.

Karşısında kendisine uzatılan eli öpüp başına koyan bir çalışan.
Kadının diğer elinde ise vermeye hazırlandığı 100 dolarlık bayram harçlığı.


Azime ACAR




Kültür ve Turizm Bakanı’nın eşi Pervin Ersoy, espri (!) diye Instagram’da bu görüntüyü paylaşırken, “Kızmayın sakın”, “Ciddiye almayın” uyarıları yapar ama farkına varmadan günler sürecek bir krizin fitilini ateşler.

 
İŞ İŞTEN GEÇTİ BİLE

CHP milletvekili de olan gazeteci Barış Yarkadaş’ın fotoğrafa dikkat çekmesiyle sosyal medyada yuhalamalar, görgüsüzlük suçlamaları peşpeşe gelir.

Eşi Bakan Ersoy’un özel kalem müdürünün uyarıyla hemen o kareyi siler.
Siler ama kendi deyimiyle iş işten geçmiştir bir kere.

Bakan eşinin bayramın birinci günü el öptürmeli-dolarlı fotoğrafı sınırları aşar, yabancı medyaya da gündem olur.



50 liraya özel ders verebilmek için çabalayan ve bir türlü atanamadığı için arife günü canına kıyan 21 yaşındaki matematik öğretmeni Kevser Abdülkadiroğlu haberi konuşulurken, bu bayram harçlığı yaraya tuz basar.

Arife günü ortaya çıkan THY Basın Müşaviri Yahya Üstün’ün “maşallah” dedirten 41 ayrı şirketin yönetim kurulundaki üyeliği de biberi olur.




DOKUZ GÜN SONRA GELEN AÇIKLAMA

Pervin Ersoy, dokuz gün süren sessizliğini HaberTürk’ten Sevilay Yılman’a bozar ve “insanları güldürmek için yaptığı” paylaşımın üzerine nasıl kabus gibi çöktüğünü anlatır.

Yılman’a göre tesadüfen karşılaştığı Ersoy ile koyu bir sohbet gerçekleşir.
Fotoğrafı ilk gördüğünde “Bu ne yahu. Yuh” diyen Yılman, sohbet ilerledikçe kendinden utanır. Ama ne utanma, öyle böyle değil.

Pervin Ersoy’un “oluk oluk akan” (tanım Sevilay Yılman’a ait) gözyaşları karşısında kahrolur;

“Ve gözyaşlarına boğuldu…
Abartmıyorum hıçkırıklarla ağladı Pervin hanım…

Bunca yıllık gazeteciyim. Belki yüzlerce kez Pervin hanım gibi istemediği halde gündeme gelmiş siyasi işleriyle, mühim isimlerle yaşadıkları olayın üzerine söyleşmişimdir…
Ancak böyle bir olayın bir insanı hakikaten çok mağdur ettiğine ilk kez tanık oldum.”

Profesyonelliğini bir yana bırakır, Pervin hanımın elini tutup teskin etmeye çalışır, hatta kendi başına gelen benzer şeyleri de anlatır.


BİLMEDEN GÜNAHA GİREN BİR GAZETECİ

Bir yandan da bütün bu yaşananları Bakan Ersoy’un nasıl karşıladığını merak eder.

Pervin Ersoy’un yanındaki iki arkadaşına dönüp “doğruyu mu söyleyeyim, yoksa politik bir cevap mı vereyim” diye sorması ve ardından verdiği “Sabahlara kadar uyumadan ağlarken o (eşi Mehmet Ersoy’u kastediyor) yanımda olmadı. Bu da tabii beni daha çok sarstı.” cevabı gazeteci Yılman’ı çok ama çok derinden etkiler.

Etkinin izlerini görebilmeniz için yazıdan birkaç cümle aktaralım;

“Ama o kadar samimi, içten bir insan ki…”
“Kendisi çok sevecen, içten, çok akıllı ve de en ufacık bir kibre sahip olmayan mütevazı bir insan.”
“Kalbi çok güzel, tatlı bir insanın günahına girmişim bilmeden…haksızlık yapmışım…”

Yılman, fotoğraftan kamuoyunu haberdar eden Barış Yarkadaş’a  bir gazetecilik ayarı vermeyi ihmal etmez.

Fotoğraf altındaki “Bu espri içindir” yorumunu çıkarıp, sadece fotoğrafı paylaşarak “gazetecilik ilkelerini çiğnediğini” ve “Pervin Ersoy’un toplumdan dayak yemesine neden olduğunu” söyler.

Yılman’ın, bu “çok büyük haksızlığı” önlemek için gösterdiği üstün gayrete beklenen destek Hürriyet Gazetesi’nden, Ertuğrul Özkök’ten gelir;

 “… Ama şunu da çok iyi biliyordum. Bu fotoğraf onun çok aleyhine kullanılır.
Pervin Hanım’la bir defilede tanıştım. Çok sosyal, çok esprili, kendini hemen sevdiren ve sempatik bir insan.
Ama olay sosyal medyada öyle abartıldı ki...
Şimdi bunu nasıl yönetecek diye merak ediyordum.
Cevabını HaberTürk’te Sevilay Yılman’ın dünkü köşesinde aldım. Öyle samimi konuşmuş ki...
İşte dedim... Bir yanlış anlama varsa... Bunu düzeltmenin en güzel yolu samimiyettir...”


ERTUĞRUL ÖZKÖK’TEN KRİZ DERSİ: SAMİMİYET

Evet, yanlış anlama varsa bunu düzeltmenin en güzel yolu samimiyet.

Ama samimiyet duygusuna abanan gazetecinin rolünü, temize çekme gayretini ve dokuz gün sonra gelen “Düşüncesizlikti” açıklamasının samimiyete etkisini hesaba katmak gerek!


SEVİLAY YILMAN’DAN KRİZ DERSİ: HER PAYLAŞIMA DİKKAT!

“Biz gazeteciyiz tamam. Pervin Ersoy da gazetecilerin ilgi odağında olan önemli bir siyasinin eşi tamam.
Bakanın eşi olarak yaptığı her harekete, söylediği her cümleye verdiği her fotoğrafa, sosyal medyada kullandığı her paylaşıma dikkat etmeli ve mümkün olduğunca da hassas olmalı ona da tamam…”

Barış Yarkadaş’a ayar verirken kurduğu bu cümlelerden “tamam” ve “da” ekini atarsanız, tamamdır!


PERVİN ERSOY’DAN KRİZ DERSİ: DAHA DİKKATLİ, DAHA HASSAS

 “…Olay tamamen espriydi ve tamamen benim iyi niyetim dolayısıyla meydana gelmiş bir durumdu.
Hataydı yaptığım evet. Düşüncesizlikti.
Onun siyasi kimliği olduğunu unutmamalıydım.
Niyetin iyi de olsa kötü niyetli insanların bunu onun siyasi itibarını zedelemek, hırpalamak için kullanabileceğini düşünmeliydim…

Ben de bu olay sayesinde şahsımın da artık siyasi bir figür olduğunun farkına vardım.
… devam edeceğim hayatıma ama biraz daha dikkatli ve hassas ve bu siyasi kimliğimin farkında olarak yapacağım bunu…”




Bu para mevzusunu yıllardır ülkemizde yaşayan ve zaman zaman TV dizilerinde de rol alan Ayumi Takano’nun bir paylaşımı ile tamamlayalım;

“Bir Japon olarak parayı çıplak haliyle birine vermekten utanıyorum, o yüzden minik zarflar hep çantamda.”