• Bugün anarşistlik yapacağız, haberiniz olsun!
  • Atina’daki şiddet olaylarıyla Muro arasında ne bağlantı var?

 

 

RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı


Yunanistan’da 15 yaşında bir gencin polis kurşunuyla öldürülmesi nedeniyle çıkan olaylar “nedense” Türkiye’de sempatiyle karşılandı.

"Davulun sesi uzaktan hoş gelir“ sözünü doğrularcasına, gösteri ve olaylar komşuda olunca, sonuçları bize kaz gibi göründü.

Sanki bizde bu tür polisin “kaza kurşunu”yla öldürme olayları “hiç olmazmış” gibi, ruhumuz ve fikrimiz bir anda bu durumdan sıyrılıp, Yunan anarşistlerinin yanına yerleşiverdi.

Medyanın bu kendine yabancılaşma durumunu en iyi anlatan yazılardan biri Umur Talu’ya ait.
Talu, yazısında öncelikle unutulan anarşist kavramına bir açıklık getiriyor;

"Ayaklananlar‘ın çoğu, en azından öncülük edenler 'Anarşist'.


Öyle devlete her posta koyanın, bir zaman tüm solcuların, gençlerin, idam edilenin de, işkence görenin de, evde azarlananın da, mahallede komşularca mimlenenin de, muhbirlerin üflediğinin de burada hemen damgalandığı gibi 'anarşist' değil; kelimenin tam manasıyla, harbiden 'Anarşist'…“

Talu, polisin silahından çıkan ölümlerin Türkiye’de aslında ne kadar sıradan olduğunun altını bakın nasıl çiziyor:

“Siz 12 yaşında çocuklar panzerle, kurşunla öldürüldüğü için 'istifasını veren bir bakan' gördünüz mü şu yıllarda, Yunanistan'da değil, buralarda. İstifasını verirken, 'Can almak demokrasilerde mazur görülemez‘ diyen bir yerli.
Neden?
Bizim çocuklar daha mı değersiz? Biz 'Fransa'da, Yunanistan'da tepki ve öfke'ye sempati duyabilirken, burada daha mı ürkek, daha mı vurdumduymaz, daha mı resmi şiddetiz?...”

Atina’daki şiddet olayları üzerine yapılan açıklamalardaki medya kazasının tuzu biberi ise Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’dan geldi.  

Köksal, bütün samimiyeti ile şöyle diyordu;
“Polis birini vursa, iki gün uyuyamıyorum.”

Emniyet Genel Müdürü‘nün bu sözleri, ister istemez, Kurtlar Vadisi’nin Muro’sunun  “Nalet olsun içimdeki insan sevgisine” sözünü bize hatırlattı.

Muro’nun filminin vizyona girdiği bu hafta, Atina’daki olayların meydana gelmesi, oradaki devrimcilere sempati ile bakılıp, buradakilerin “Muro karakteri üzerinden” karikatürize edilmesi ise bir başka garabetti ki gözümüzden kaçtı sanmayın.

SONUÇ
Emniyet Genel Müdürü‘nde iki gün uykusuzluk yaratan ölümler, ölenlerin yakınları içinse kabusun ve uykusuz gecelerin başlangıcı.

Atina’daki gençler, internet sitelerinde “bizim şairimiz” Nazım Hikmet’in dizeleriyle “Sen Yanmasan / Ben Yanmasam / Nasıl Çıkar Karanlıklar Aydınlığa” derken, biz komşudaki olayı Kaf Dağı’nın ardındaki bir masal gibi izliyoruz.

Umur Talu ise “gerçeğe çağrı” yapıyor;

“Hep devlet olmayın; etrafı kırıp dökmeseniz bile, belki vicdanınızda isyan eden küçük bir 'anarşist' vardır; bir kulak verin.”