• AA, Anadolu Ajansı kısaltması değil, şaşkınlık ifadesi…
  • “1 Nisan şakası yapmaması gerekenler” listesinin birinci sırasında hangi kurum var?
  • Nasuh Mahruki’den “yanlış haber nasıl can alır?” yorumu…


RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı


Anadolu Ajansı, haberlerinin doğruluğu ve kesinliği ile tanınan, yarı resmi kabul edilen ama resmi olduğu her halinden belli olan köklü bir haber ajansı.

Bugünlerde 89.  kuruluş yıldönümünü törenlerle kutlayan ajans, geçtiğimiz hafta iki medya kazasına aynı günlerde hem imzasını hem de başlığını attı.

Anadolu Ajansı, 1 Nisan günü abonelerine, “Dünyadan iki milyon ışık yılı uzaklıkta, bize en yakın gökada olan Andromeda’da bilim adamlarını çok heyecanlandıran bir keşifte bulunulduğu” haberini geçti.

İlk kez dünyaya çok benzeyen bir gezegenin keşfedildiği müjdeleyen haberde, astrofizikçiler ile jeologların, “Bu gezegende yaşam mutlaka var, çünkü gezegenin çapı ve beslediği yıldızın uzaklığı Güneş’e ve Yer’e yakın” görüşüne yer veriyordu.

Haber, 1 Nisan günü hemen hemen bütün gazetelerde, üstelik çoğunluğu birinci sayfadan olmak üzere geniş biçimde yer buldu ve Türk halkı Anadolu Ajansı üzerinden öğrendiği bu haberi yerel seçim sonuçlarıyla birlikte aklının bir köşesine yerleştirdi.

“Anadolu Ajansı’na güvenerek” geniş biçimde yer verilen haber, gerçi gerçi etliye sütlüye çok dokunmayan, sonuçları itibarıyla da kimseye zarar vermeyecek nitelikteydi.  Ama, haber ajanslarının “varlık sebebi”ni ortadan kaldıran bir tutuma sahipti. Çünkü, dünyanın her yerinde haber ajansları “referans” mecrası olarak görülür ve geçtiği haberin doğruluğuna inanılır.

Ajans, eğer haberde bir hata yapıyorsa, onu en kısa sürede yine “flaş flaş” koduyla abonelerini uyararak düzeltir.Ama Anadolu Ajansı, 1 Nisan şakasını nedense (!) o gün düzelteceğine veya şaka olduğunu duyuracağına ertesi günü beklemeyi tercih etti.

Ertesi gün, bütün mecralar şaşkınlıkla AA diyerek, Anadolu Ajansı’nın (AA)  “1 Nisan şakası yaptık” düzeltmesini okudular.

Ajans muhabiri tarafından kurgulandığı açıklanan haber öyle inandırıcı bir dille yazılmıştı ki hiçbir mecra aklından şüphe sözcüğünü geçirip,  uluslararası ajanslardan haberin kontrolünü yapmadı.

SONUÇ
Ajansın yaptığı haber geri çekmeleri 1 Nisan şakasındaki kadar “masum” değil.

Geçen haftaki diğer medya kazasındaki ajansın tavrı, asıl "AA" dememize yol açtı.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne yol açan helikopter kazasının ilk saatlerinde Anadolu Ajansı, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’ye dayanarak, “Kazadan hemen sonra kurtarma ekipleri olay yerine ulaştı, Yazıcıoğlu yaralı, şuuru açık, hastaneye götürülüyor” içeriğinde bir haber geçmişti.

Ama olaylar, ajansın geçtiği bu haberi doğrular nitelikte gelişmedi ve sonuçta helikopterin düştüğü yere 47 saat sonra ulaşılabildi.
 
Anadolu Ajansı tıpkı 1 Nisan şakasındaki tavrı ile haberi tam 8 gün sonra geri çekti ve iptal ettiğini abonelerine şöyle duyurdu.

 “25.03.2009 tarihinde Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopterin düşmesi, 'Kayseri Valisi Mevlüt Bilici: Muhsin Yazıcoğlu yaralı, henüz hastaneye kaldırılmadı' başlığı ile yayınlanan haberimiz resmi makamlardan kesin teyidi alınamadan oluşturulduğundan iptal edilmiştir. Saygılarımızla.”

Ajans, “kesin teyidi alınamamış” bir haberi nedense aceleyle abonelerine geçmiş ve bir çok mecra ajansa güvenerek bu haberi kullanmıştı. Dahası, haber arama çalışmalarında “gevşeme”ye de yol açmıştı.

AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, arama çalışmalarındaki gevşemenin yol açtığı sonuçları bakın nasıl değerlendiriyor:

“Kayseri Valisi’nin açıklamasıyla rahatladık ve o rahatlıkla maalesef gündüz saatlerini kaybettik. Gündüz saatlerini kaybedince bütün olumlu olasılıkları azaltmış olduk. Eğer öyle bir açıklama yapılmamış olsaydı Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları için yapacak bir şey yoktu ama İsmail Güneş yaşayabilirdi, Güneş’in yaşama şansı fazlaydı.”

Kayseri Valisi ise sonunda ajansa verdiği bu demecin kaynağını da açıklamak zorunda kaldı ve topu Kayseri Emniyet Müdürlüğü’ne attı.

“Haber kaynağı” olması gereken ajansın bu “haber aculluğu” sonraki günlerde üzerine onlarca komplo teorisi üretilecek bir çok kafa karışıklığının da kaynağı oldu.