• Bir profesör, bir vali yardımcısı, bir futbolcu... Fıkra değil, medya kazası analizi...
  • Gazeteci ısrarla “ısrar” eder, peki niye eder?
  • Gazeteci ile ayakkabı arasındaki bağlantı…


RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı


Gazeteciler haberi renklendirmek için  “gaza getirir“…

Yeterince renkli geçen bir söyleşiye görsel malzeme de lazımdır mutlaka…


Fotoğraf veya görüntünün, birinci sayfada veya ana haberde yayınlanabilmesi için "sözlerin çarpıcılığı" kadar görsel malzemenin de renkliliğine dikkat edilir.


O yüzden gazeteci gerekirse yılanı deliğinden çıkarır tatlı diliyle.


Bunu da öyle hissettirmeden yapar ki ,ertesi gün basılan fotoğrafına bakan kişi “Ya ben nasıl böyle bir fotoğraf verdim” diye kendi kendine hayıflanır..


Bu hafta birkaç foto-şipşak medya kazası üzerinden analiz eyledik.


İlki 'deprem profesörü' olarak tanınan, siyasi açıklamalarıyla da özellikle İslami basının sert tepkilerine yol açan Prof. Dr. Celal Şengör’ün Pazar günkü röportajından…


Milliyet Pazar’ın birinci sayfasında Celal Şengör’ün 'ev haliyle don-paça-atlet' arz-ı endam ettiği bir fotoğraf yayınlandı.


Röportajı yapan Devrim Sevimay fotoğraf altında şöyle yazmış;


“Foto muhabirrimiz Ercan Arslan, Prof. Dr. Celal Şengör’ü kütüphanesinde ev haliyle yakaladı. Ve, eşi Oya Şengör’ün tüm muhalefetine rağmen Celal hocadan yayınlama iznini kopardı.”


Ercan Arslan belli ki Celal hocanın ağzından girip burnundan çıkmış, eşinin tüm muhalefetine rağmen bu “samimi hali”ni birinci sayfaya tarihi bir fotoğraf olarak taşımış, “iyi gazetecilik” yapmış.


Ertesi gün Celal Şengör’ün fotoğrafa baktığında neler hissettiğini bilmiyoruz...


Gazetecinin “gaza getirmesi”nin ikinci örneği Amasya’da yaşandı.


Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Etkinlikleri'ne katılmak için Amasya’ya gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendisini göremeyenler makam aracıyla hasbıhal etti.


Gül’ün üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu bulunan otomobili valilik binası önünde beklerken, Amasya halkı ve öğrenciler hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Ancak öyle biri vardı ki “yerel gazetecilerin gazı” ile o da Amasya halkının bu heyecan seline kendini kaptırdı.


Amasya Vali Yardımcısı Hamdullah Suphi Özgedek, yerel gazetecilerin “ısrarlı” teklifleri üzerine, Cumhurbaşkanı forslu Mercedes marka otomobilin önüne geçti ve medyaya poz verdi.


Yerel gazeteciler de bu haberi “en forslu hatıra” başlığı ile servis ettiler.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu fotoğrafı gördükten sonra neler hissettiğini de tıpkı Celal hocada olduğu bile bilemeyeceğiz…Ve gülemeyeceğiz.


SONUÇ
Medyanın görsel malzeme arayışının en masum kurbanı ise transferi Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında sorun olan Kayserisporlu oyuncu Mehmet Topuz oldu.


Geçen hafta “Ben Beşiktaş”ta oynamak istiyorum” diye açıklamalar yapan, ardından da gazetecilerin “ısrarlı” teklifleri üzerine Beşiktaş formasıyla ayaküstü poz veren Mehmet Topuz, bir hafta sonra bu kez “Fenerbahçe formasıyla” kameraların karşısına geçmek zorunda kaldı.


Fotoğrafa dikkatli bakıldığında, bir cafede çekildiği ve gazetecinin bu fotoğrafı çekebilmek için “hazırlıklı” gittiği anlaşılıyor.


Topuz’a forma öyle alelacele giydirilmiş ki şaşkınlıktan kameraya bile bakmayı unutmuş. Gazeteci ise bu tarihi anı kaydettikten sonra “Hadi bana eyvallah” demiş.


Topuz, fotoğraf için “fotomontaj” açıklamaları yapıp vaziyeti kurtarmaya çalıştı ama ne Beşiktaşlıları ikna edebildi ne de Fenerlileri sevindirebildi.


Mehmet Barlas, 11 Haziran tarihli Sabah Gazetesi’ndeki köşe yazısında gazetecilerle “dostluk ilişkisi”nin güzel bir tanımını hatırlatmış;


"Gazeteci ile dostluk iki numara dar ayakkabı giymeye benzer; arkadan vurur."